Judo Nedir?
Bazı bakımlardan güreşe
benzeyen judo, eski bir Japon dövüşü olan jiu jitsu'dan doğmuştur. Dövüş sanatı
denen öbür Uzakdoğu sporları da judo ve karate gibi jiu jitsu tekniklerine
dayanır. Jiu jitsu’nun Japonya'ya 12. yüzyılda Çin' den geldiği sanılmaktadır.
Bu dövüş yöntemini Japonlara, silahlı haydutlara karşı korunmakta ustalaşan
keşişler tanıtmıştı. Samuray denen Japon savaşçıları savaş sırasında silahsız
kaldıklarında, kendilerini jiu jitsu’yla savunurlardı. Ayrıca silahsız bir
düşmana karşı, silah kullanmayı yiğitliğe yakıştırmadıklarından, silahsız
düşmanlarına karşı da aynı yöntemle mücadele ederlerdi.
Jiu jitsu’da yumrukla,
tekmeyle, dizle vuruşlar, kemik ve eklemlere uygulanan kilitleme ve tutuşlar,
fırlatma ve kısa süreli baygınlığa neden olan boğma gibi yöntemler vardır. Jiu
jitsu’yu Judo'dan ayıran temel özellik rakibe karşı konmaması, direnilmemesidir.
İki kişinin birbirini ittiğini düşünelim. Bu durumda büyük bir olasılıkla, güçlü
olan kazanacaktır. Ne var ki, rakiplerden biri birdenbire arkaya ya da yana
doğru çekilirse, hâlâ ilerlemesini sürdüren kişi, hızını alamayarak kolaylıkla
düşecektir. Jiu jitsu’daki temel ilke, bu örnekte olduğu gibi, rakibin hamlesini
kendi yararına kullanmaya dayanır.
Judoyu geçen yüzyılda Japon
jiu jitsu ustası Kano Cigoro (1860-1938) geliştirdi. Bir spor olarak jiu
jitsu'nun olanaklarını gören Kano, atış ve tutuş tekniklerini gözden geçirerek
tehlikeli olanları çıkardı. Böylece Japonca da "güzel yol ya da yumuşak yöntem"
anlamına gelen judo bir spor dalı olarak ortaya çıktı. Kano 1886'da Tokyo'da bir
judo okulu kurdu. Bu okulun adı Kodokan Judo Eğitim Merkezi idi. Uluslararası Judo Federasyonu ise
1952'de kuruldu.
1964 yılından beri (1964
-Tokyo) olimpiyatlarda yer alan judo, pek çok ülkede yaygın bir spor dalıdır.
Bunun yanında kendini savunma yöntemi olarak da öğrenilmektedir. Amaç rakibi,
omuzdan ya da kalçadan savurmak, yerde hareketsiz bırakmak, kol eklemlerine ya
da boynuna basınç uygulamak gibi tekniklerle yenmektir.
Judocuların yetenekleri
olağandışı görünse de bu sporda gizemli bir yan yoktur. Aynı becerileri edinmiş
iki kişiden güçlü olan zayıfı yener. Ama zayıf olan daha ustaysa müsabakayı
kazanma şansı yüksektir. Judoda beceri, ancak sürekli eğitim ve çalışmayla
kazanılır.
Judoda ilk önce "düşüş"
öğrenilir. Bunun için bedenin yere çarpmasından hemen önce, kolun parmak
uçlarından koltuk altına kadar olan iç yanı üzerine düşülür. Böylece düşüşün
şoku bütün vücut yerine, kola kaydırılır ve acı duyulmaz.
Judo eğitimi üç basamaktan
oluşur. İlk basamakta, öğrenilen atma teknikleri, rakibi gerçekten fırlatmadan
geliştirilir. İkinci aşamada judocular öğrendikleri çeşitli atma, tutma ve
kilitleme tekniklerini kullanarak birbirlerini yenmeye çalışırlar. Gerçek
karşılaşmalar üçüncü aşamada başlar.
Judo karşılaşmalarında
kullanılan minder 14 x 14 metredir; ortasında 8 x 8 metrelik bir müsabaka alanı
bulunur. Judoka adı verilen judocular, birisi beyaz diğeri mavi olmak üzere
dayanıklı kumaştan yapılmış pantolon ve önü açık bol ceketten oluşan bir giysi
giyerler.
Judogi denen bu giysinin
beline bir kuşak bağlanır. Judocular müsabakaya başlamadan önce birbirlerini
Japon geleneklerine göre eğilerek selamlarlar. İlk olarak teknik tam
uygulandığında yani rakibin sırtı yere tam olarak geldiğinde veya Sırtını yere
getirdiği rakibini 25 saniye öylece tutan ya da boğma ve kilitleme gibi
yöntemlerle pes ettiren judocu maçı kazanır. İppon denen tuş durumunun
gerçekleşmemesi ya da rakibin pes etmemesi durumunda maç normal süresinde biter
ve kimin kazandığı alınan puanlara göre belirlenir.
Judo öğreniminde varılan
başarı derecesi, bele bağlanan kuşağın rengiyle belirtilir. Ustalaşana kadar
altı derece vardır. Yeni başlayandan ustaya doğru kuşakların renkleri beyaz,
san, turuncu, yeşil, mavi ve kahverengidir. Bundan sonra ustalık belirtisi olan
siyah kuşak gelir. Siyah kuşağın üzerindeki ustalık derecelerine dan adı verilir.
İlk 5 Dan siyah kuşak takılır, 6, 7, 8. Dan’larda kırmızı beyaz şeritli kemer
takılır. Daha sonra ise 9 ve 10. Dan’larda kırmızı kemer takılır.
Yorum Gönder
Yorumlarınız için teşekkür ederiz. Olumlu ya da olumsuz yorumlarınız bloğumuzun gelişimine yardımcı olmakta olup yorum yapmaktan çekinmeyiniz. :)